Kusur Oranı Nedir? Nasıl İtiraz Edilir?
- Av. Ahmet Melih Kaya
- 23 Eyl 2024
- 9 dakikada okunur
Trafik Kazalarında Kusur
Trafik kazaları (TCK 455, 459) taksirli suçlardan sayılmaktadır. Taksirin tanımı TCK' da yapılmamış ise de; 4785 sayılı Yasanın 1. maddesiyle TCK. nun 45. maddesine failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza üçte bir oranında artırılır" seklinde son fıkra eklenerek "bilinçli taksir' in tanımına yer verilmiştir.

Ayrıca, 4785 sayılı Yasanın 2. maddesiyle de taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza fiil şuurlu (bilinçli) taksir halinde ise para cezasına çevrilemeyeceği seklinde düzenleme getirilmiştir. Kanunumuzun şuurlu ve şuursuz olarak ayırdığı taksir çeşitlerini doktrinin söyle tanımladığını görmekteyiz.
"'Hukuki anlamda taksir neticenin fail tarafından öngörülebilir (tahmin edilebilir) olduğu halde öngörülmemesi (şuursuz taksir, bilinçsiz taksir) seklinde ortaya çıkabileceği gibi, neticenin öngörüldüğü halde istenmemesi şeklinde de (şuurlu taksir, bilinçli taksir, öngörülü taksir) olabilir. Diğer bir deyişle öngörülebilir nitelikteki neticenin öngörülmemesi seklindeki taksire şuursuz taksir, öngörülen neticenin gerçekleşmesinin istenmemesine rağmen harekete devam edildiği durumdaki taksire şuurlu taksir denir.
Kusur Oranında Kast ve Taksir
Mevzuatımıza yeni bir kavram olarak giren "şuurlu taksir "de fail, hareketiyle zararlı bir neticeye sebep olabileceğini öngörmekte ancak, bu neticenin gerçekleşmesini istemeyip, gerçekleşmeyeceğini ummakta, buna güvenmektedir. Başka bir deyişle bilinçli taksir; iyice düşünmemek, temkinli hareket etmekte ağır kusurlu olmaktır. Bu durumda fail arzulamadığı bir sonuçtan sorumlu tutulmaktadır.
Örneğin, buzlu bir yolda yolcu yüklü aracın tekerleklerine zincir takmaksızın kendisine güvenerek yolculuğa çıkan bir sürücü, istiap haddinden fazla bir yükle. sefere çıkıp da lastiğin patlaması sonucu kazaya neden olan sürücü, kalabalık ya da yerleşim alanlarında yarışa çıkarak yayalara çarpan sürücüler, karşı şeritten bir diğer aracın geldiğini gördüğü ve aralarında az bir mesafe kaldığını fark ettiği ve sollayamadığı takdirde, gelen araçla çarpışacağını tahmin ettiği halde becerisine güvenerek sollamaktan çekinmeyen ve araçla çarpışan sürücünün taksiri birer bilinçli taksirdir.
Bilinçsiz taksirde fail, öngörmesi gereken neticeyi öngörmemekte; bilinçli taksirde ise, öngördüğü halde neticenin gerçekleşmemesi için çalışmakta ancak neticenin meydana gelmesini önleyememektedir.
Bu gibi durumlarda failler sebep oldukları bir trafik kazasında bir veya birkaç kişinin yaralanması veya ölümüne neden olmuşlardır. Kendilerinde belli bir olayın gerçekleşmesini muhtemel addedilecek düşünme yeteneği vardır. Tabir caizse fail neticeyi öngördüğü halde, gerçekleşmeyeceğine olan güveni, gerçekleşeceği düşüncesinden güçlüdür. Yoğunlaşmış taksirde fail, tecrübesine, mesleğinin gerekli kıldığı yükümlülüğe aykırı bir biçimde güvenerek; "bir şey olmaz" düşüncesiyle buzlu havada zincir takmamış, haddinden fazla yükle sefere çıkmıştır. O, bir kazanın olmayacağına güvenmiş ve bu güvenle hareketine devam etmiştir. Örneğin, kalabalık bir caddede süratli araç kullanan sürücü genel bir düşünce ile birine çarpabileceğini öngörür, ancak kendi mahareti ve hünerine güvendiği için çarpma sonucunun oluşmayacağına inanır. O halde "bir şey olmaz" düşüncesiyle bir kazaya sebebiyet verildiğinde bilinçli taksirden fail sorumlu tutulacaktır.
Kanuna Göre Taksirin Çeşitleri
Dikkatsizlik
Tedbirsizlik
Meslek ve Sanatta Acemilik
Nizamlara Emirlere Talimatlara Uymamazlık
Kusuru Etkileyen Hususlar
Mağdurun Kusuru
Üçüncü Kişinin Kusuru
Teknik Kusur
Bu hususlar kusurun hesaplanmasında yardım alınan değerlendirilen hususlardır. Bu sebeplerle, gerçekleşen bir kazada kusurun oranı tayin edilir.
Trafik Kazalarında Kusur Oranları
Trafik kazalarında sanıklara hükmedilecek cezalar kusurun derecesine göre sekiz de bire kadar indirilebilir. Olaya karışmış her fail için ayrı ayrı 8/8 oranına göre kusur paylaştırması yapılır. Baka bir deyişle paylaştırmaların toplamı hiçbir şekilde cezada 8/8' i, hukukta %100 oranını aşamaz.
Örneğin bir trafik kazasında yayanın kusuru faraza 3/8, sürücünün kusuru faraza 6/8 oranda olarak paylaştırılamaz. Aksi halde kusur oranlarının toplamı 8/8 nispeti geçmiş olur. Oysa ki yanlara 3/8 + 5/8 olarak kusur yüklenmesi gerekmektedir.
Kusurun tespiti ölümlü ya da ağır yaralanmalı kazalarda bilirkişi huzuruyla olay yerinde kesif yapılarak; olay yerinin özellikleri, fail ve mağdurların (veya ölenlerin) bulundukları yerler, sürücünün seyir yönü, vs. saptanıp, göz önünde tutularak düzenlenecek krokiyle belirlendikten sonra kusura etkili tüm faktörler rapora göre kusur derecesi belirlenecektir.
Kusur Oranına İtiraz
Kazaya karışan araçlar için düzenlenmiş trafik sigortası poliçesinin sigortacısının aynı şirket olduğunda, oluşan kazanın taraflarının sigorta şirketi tarafından yapılan kusur değerlendirmesinin kendilerine iletilir. Bundan sürecin sonunda Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Tutanak Değerlendirme Komisyonuna 5 iş günü içinde bu kusur değerlendirmesine karşı bir defa için özel olmak üzere itiraz hakları saklıdır. Bu söylenen itiraz süresinin tamamlandığının ispat yükü iddia edene aittir.
Kusur Oranına İtiraz Prosedürü
SBM, belirlenen sorumluluk oranlarını eş zamanlı olarak ilgili sigorta şirketlerine ve iletilen iletişim bilgileri üzerinden sigortalılara bildirir. Sigorta şirketlerinin kusur değerlendirmesinde mutabakata varmaları durumunda her bir sigortalı bir defaya mahsus olmak üzere sorumluluk oranlarının bildiriminden itibaren 5 iş günü içinde bu Genelgede tanımlanan usullere göre, değerlendirmeye etki edebilecek ilave bilgi ve belge sunmak kaydıyla, sigorta şirketlerinden kusur oranlarının tekrar değerlendirilmesini isteyebilir. Bu başvuru üzerine sigorta şirketleri bu Genelgede tanımlanan usul çerçevesinde 3 iş günü içerisinde kusur oranlarına yönelik yeniden değerlendirmede bulunur.
Yargıtay Kararları
4. Hukuk Dairesi 2021/15940 E., 2021/4281 K.
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın tüm taraf vekillerinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalılar sigorta şirketleri vekillerinin itirazlarının reddine dair verilen 22/04/2020 günlü kararın, davacılar vekilinin itirazının reddine dair verilen 08/06/2020 günlü ek kararın (tamamlama kararı) Yargıtay’ca incelenmesi tüm taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Vekili 27.08.2019 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 10.04.2019 tarihinde davacıların murisi İmdat Ekin'in yolcu olarak bulunduğu davalı... Sigorta A.Ş.'ne sigortalı araç ile davalı ... A.Ş.'ne sigortalı karşı aracın karıştıkları çift taraflı kazada yolcu İmdat Ekin'in yaşamını yitirdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik ... için 5.050,00 TL ve Abdullah Ekin için 5.050,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile -poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere- davalı ... şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değerini 27.01.2020 tarihinde ... için... Sigorta A.Ş. yönünden 173.100,23 TL ve Neova Sigorta A.Ş. yönünden 74.185,81 TL olmak üzere toplam 247.286,05 TL ve Abdullah Ekin için... Sigorta A.Ş. yönünden 42.204,00 TL ve Neova Sigorta A.Ş. yönünden 18.087,43 TL olmak üzere toplam 60.291,43 TL olmak üzere her iki şirketten alacakları olan toplam 307.577,48 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalı... Sigorta A.Ş. Vekili; kusur durumunun tespiti gerektiğini ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş vekili; başvurunun usulden reddi gerektiğini, davacıların kusur ve zararı ispat etmesi ve başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 138.480,18 TL’nin davalı... Sigorta A.Ş.’den ve 59.348,65 TL’nin davalı ... A.Ş.’den tahsiline; davacı Abdullah Ekin için 33.763,20 TL’nin davalı... Sigorta A.Ş.’den ve 14.469,94 TL’nin davalı ... A.Ş.’den tahsiline, tazminatlara 11.06.2019 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı tüm taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine davalı ... şirketleri vekillerinin itirazlarının reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin itirazları hakkında karar verilmemiş olduğundan, 08/06/2020 günlü ek karar (tamamlama kararı) ile davacılar vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı... Sigorta A.Ş. vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Her ne kadar, davacılar murisi yolcu olup meydana gelen kazada davacının bir kusuru bulunmadığından tarafların kusur durumu tazminat sorumluluğunda etkili değil ise de; davalı araç sürücüsünün hiç kusurunun bulunmaması durumunda kaza ile davalı ... şirketinin sorumluluğu altında olan aracın işletilmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından çelişkiden uzak, açık ve net bir kusur raporunun alınması zorunludur.
Dava konusu trafik kazasında, kusur oranlarının tespiti bakımından trafik bilirkişisinden alınan raporda yolcu olduğu araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %70, karşı araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu olabileceğinin heyetçe benimsendiği görülmektedir.
O halde itiraz hakem heyetince, kazaya ilişkin ceza dosyası da celp edilerek, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyası birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacılar vekili, meydana gelen kaza nedeni ile desteğin öldüğünü açıklayıp maddi tazminat talebinde bulunmuş, hakem heyetince verilen hükümde, hükme esas alındığı kabul edilen ve ıslah edilen tutar doğrultusunda karar verildiği belirtildikten sonra, yalnızca hatır taşıması ile ilgili Yargıtay kararı eklenerek gerekçe gösterilmeksizin ve bu husus tartışılmaksızın davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı, davacılar vekilince itiraz edilmesi üzerine Yargıtay kararının hatır taşımasına ilişkin olduğundan bahisle itirazın reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince, hatır taşımasının varlığına hangi deliller ve gerekçe ile ulaşılması sonucunda davacılar vekilinin itirazlarının reddedildiği açıklanmamıştır.
Mahkeme kararlarının gerekçesiz olmayacağı Türk Anayasası'nın 141. maddesinin amir hükmü olup, aynı ilke HMK’nın 27. maddesinde, dinlenilme hakkı kapsamında, 1086 sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddelerinde ve 6100 sayılı Yasanın 297. maddesinde de kabul edilmiştir. Kısaca, yazılacak kararda tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları veya anlaşamadıkları hususların çekişmeli olan vakıalar hakkında toplanan delillerin neler olduğu, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, bütün bunlardan çıkan hukuki sonucun ne olduğunun gösterilmesi gerekir. Aksi halde yazılmış olan karar “sözde gerekçeli” bir karar olur.
Değinilen Yasa kuralları doğrultusunda temyiz incelemesi yapılan kararda, hatır taşımasının neden var kabul edildiği ve ne oranda indirim yapıldığına ilişkin gerekçelere yer verilmediğinden hüküm denetlenememektedir. Belirtilen biçimde usul kuralına esaslı aykırılık söz konusu olduğundan kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de, hatır taşıması sigortalı araç için geçerli olmakla birlikte karşı araç sigortacısı yönünden hükmedilen tazminattan indirim yapılması da hatalı olup doğru görülmemiştir.
Buna göre Hakem Heyetince yukarıda anlatılanlar doğrultusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı... Sigorta A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... şirketleri yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 07/07/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
4. Hukuk Dairesi 2021/9643 E. , 2021/4268 K.
Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkmesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasında verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın, süresi içinde davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edimesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'ın davalı ... idaresindeki aracın çarpması neticesinde vefat ettiğini, Türkan'ın murisin eşi, diğer davacıların ise çocukları olduğunu, murisin SRC nitelikli ağır vasıta sürücü ehliyeti olduğunu, şehirlerarası tır ve kamyonlarda aylık 3.500,00 TL ile uzun yol şoförlüğü yaptığını, çalıştığı firmaların müteveffanın yemek ve yol ücretini karşılığından bütün gelirini ailesine harcadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00'er TL maddi tazminatın davalı .... ve ...’den sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan, 100.000’er TL manevi tazminatın davalı ... ve ...’ndan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılardan ... vekili, ambulans şoförü olarak hiçbir kusuru olmadığını, hız limitlerine uygun davrandığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalılardan .... vekili, kasko poliçesinin tarafı olduğunu, sigortalısı araç sürücüsünün kusuru olmadığını, davacının maddi tazminat talebinin trafik sigorta poliçesi teminatına girdiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalılardan .... vekili, poliçe limitleri oranında sorumluluğu olduğunu, sigortalısının kusursuz olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan ... vekili, davacıların müteveffayı kovalayan şahıslara karşı dava açması gerektiğini, ölüm olayına sebep olan davranışın müteveffanın iki kişiden kaçarken orta refüjden ağaçların arasından gece vakti ambulansın önüne atlaması olduğunu, müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davacılar, davalılardan ..., .... ve ... vekili istinaf isteminde bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararı davalılardan ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-Davalıların davacılardan ..., ... ve ...’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı davalıların her bir davacıya yönelik temyizi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2020 yılı için 72.070,00 TL’dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 72.070,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Davalılar tarafından adı geçen davacılar bakımından temyize konu edilen miktar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp davalıların adı geçen davacılara yönelik temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalıların davacılardan ... ve ...’a yönelik temyiz itirazlarına gelince: Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan ATK ... Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 13.09.2017 tarihli raporunda davalı sürücü Rıfat’ın yönetimindeki ambulans ile seyri sırasında seyir istikametine göre yolun sol tarafından orta refüj üzerinden kontrolsüz ve aniden yola giren yaya Gültekin’e çarptığı, kazanın ani şekilde olduğu, mahal şartları ve CD çözüm tutanağı dikkate alındığında, davalı ...’a atfı kabil kusur bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Olayın gece saati 22:15 sıralarında karanlıkta ve aniden meydana gelmesi, davacılar murisinin dava dışı kişiler tarafından kovalanması sonucu yola atlaması gözetildiğinde, dosyada bulunan ATK ... Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı kusur raporunun oluşa uygun olup, bu haliyle davalı sürücünün kusursuz olduğu kabul edilerek davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekir. Bu yön gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince davalı sürücünün (2/8) oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve davalı ... harçtan muaf olduğu ve sorumlu tutulmaması gerektiği halde sorumlu tutulmuş olması doğru değildir. Anılan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalının davacılardan ..., ... ve ...’a yönelik temyiz dilekçesinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca davacılardan ... ve ... bakımından BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalı ... Bakanlığın'dan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 07/07/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.