TBMM'nin Çalışma Düzeni
- Av. Ahmet Melih Kaya
- 23 Eyl 2024
- 6 dakikada okunur
TBMM' nin Çalışma Düzeni
TBMM' nin Çalışma Düzeni Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır. 23 Nisan 1920'de Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'nce işgaline direniş göstermek üzere kurulmuştur.

Kurulduğu tarihten günümüze kadar asli görevi yürütmeyi denetlemektir ve yasama erkini kullanmıştır. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi, TBMM'nin varoluşunun temel dayanağını oluşturmaktadır.
TBMM bahse konu denetleme ve yasama erkini görevini yerine getirirken Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mevzuatta yer alan çalışma düzenine yer verilen ilkelere göre görevini yerine getirmek zorundadır. Ancak belirtmekte fayda var ki TBMM yasama ve denetim faaliyetlerini sadece İçtüzük kurallarına göre değil zaman içinde oluşturduğu teamülleri de kullanarak yürütmektedir. Bu teamüller, İçtüzükteki Anayasaya aykırılıkları giderecek nitelikte olabileceği gibi, aykırılıkların sayısını artıracak durumda da olabilirler.
Bu bağlamda TBMM’nin çalışma düzeni ve bu kapsamda çalışma sürelerine ise, 1982 Anayasası’nın “Üçüncü Kısım'ının, “III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler” başlığı altında düzenlemiştir.
TBMM ‘nin çalışma düzeni kesintisiz toplanma kuralını benimsemiş bu bağlamda ise “süreklilik ilkesini” kabul etmiştir. Söz konusu bu ilke 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları tarafından da korunmuş ve günümüze kadar gelmiştir. Bu kapsamda süreklilik ilkesine biraz daha değinmemiz gerekirse ülke anayasalarınca benimsenen bu ilke meclislerin tatil kararını hangi usullere göre alacağını, ne kadar süre toplanmak ve ne kadar süre tatil yapma hakkına sahip olacaklarını ve birçok konuda karar verirken yön gösteren önemli ilkelerdir. Ara Verme ve Tatil TBMM’nin çalışma düzeni ve bu kapsamda çalışma sürelerine ise, 1982 Anayasası’nın “Üçüncü Kısım”ının, “III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler” başlığı altında düzenlemişt “A. Toplanma ve tatil” kenar başlığı altındaki hükümler çerçevesinde ve ayrıca ayrıntılı düzenlemeye ise TBMM İçtüzüğünde yer verilmiştir. Ancak zaman birimlerinin işletilmesi veya düzenlenmesinde, söz konusu kurallar yanında, uygulamada benimsenen, ancak yerleşik hale gelmeyen kimi yöntemlere de başvurulduğu görülmektedir.
1982 Anayasası’nda her ne kadar TBMM çalışmalarının kesintisiz olarak yürütüleceği şeklinde açık bir hükme yer verilmemiş olsa da, TBMM öteden beri süreklilik ilkesini benimsemiştir Ancak, süreklilik ilkesini benimseyen TBMM’nin Anayasa’daki “tatil” ve “ara verme” hükümlerine dayalı olarak çalışmalarını “kesintiye uğratması” veya daha doğru bir ifade ile “ertelemesi” söz konusudur.
Şu halde TBMM’nin çalışmalarını süreklilik esasına göre yürüttüğü ve bu çalışmaları “parlamento zaman birimleri”ne bölerek gerçekleştirdiği söylenebilir. TBMM İçtüzüğünün 1. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Yasama dönemi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iki milletvekili genel seçimi arasındaki süre olup, bu süre, Anayasa uyarınca uzatılmadığı veya seçimler yenilenmediği takdirde, beş yıldır”.
TBMM İçtüzüğünün 1.maddesinin 2. fıkrasında ise yasama döneminden sonra en geniş zaman dilimi, yani “yasama yılı” tanımlanmaktadır; “Yasama yılı, 1 Ekimde başlayıp 30 Eylülde sona eren süredir”. Yasama yılı içinde çalışma yapılmamasına izin verilen üst sınırı üç ay olan bir tatil dilimi bulunmaktadır. Bununla birlikte , Anayasayla belirlendiği halde süresi İçtüzüğe bırakılan ve İçtüzükte üst sınırı 15 gün olarak belirlenen bir ara verme dilimi bulunmaktadır. Öte yandan bir yasama yılının toplantı halinde geçen bölümü çeşitli parçalardan oluşur ki bu parçaların en büyüğü “birleşim”dir. Bunun TBMM çalışmalarındaki karşılığı ise TBMM İçtüzüğünün 1. maddesinin 3. fıkrasında; “Birleşim, Genel Kurulun belli bir gününde açılan toplantısıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
Son olarak, ise, TBMM çalışmalarının yürütüldüğü en küçük zaman birimi “oturum” olup, TBMM İçtüzüğünün 1. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Oturum, bir birleşimin ara ile bölünen kısımlarından her biridir”. Meclisin Olağan ve Olağanüstü Toplanması Belirtmekte faydasını gördüğümüz bir diğer husus ise meclisin toplanması konusudur. Kendiliğinden Toplanma, Anayasamızın 93. maddesinde “Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yani toplanması için bir çağrıya gerek yoktur. Olağanüstü toplantı; Anayasa’nın 93 üncü ve İçtüzüğün 7 nci maddeleri gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatil veya araverme sırasında Cumhurbaşkanı veya Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından doğrudan doğruya, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine Cumhurbaşkanı veya milletvekillerinin en az beşte birinin (110 üye) imzasını taşıyan gerekçeli önergedeki çağrı istemi üzerine Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrılması üzerine yaptığı toplantıdır.
TBMM Toplantı ve Karar Yeter Sayısı Toplantı yeter sayısı, meclisin bir toplantıya başlayabilmesi için gerekli olan milletvekili sayısını ifade eder. Anayasa’nın 96. maddesinde “Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yetersayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.” denilerek TBMM Genel Kurulu çalışmalarında toplantı ve karar yetersayısı ayırımı yapılmış, her ikisinin alt sınırı da ayrı ayrı belirlenmiştir. Buna göre, TBMM, “Anayasada başkaca hüküm olan haller” dışında, üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanabilecek ve üye tamsayısının en az dörtte birinin bir fazlasıyla karar verebilecektir. TBMM'de Oylama Usulleri Oylama usulleri TBMM İçtüzüğünde Onuncu Kısmının, " Oylama şekilleri " hükmü başlığı altında düzenlenmiştir. Buna göre oylama usulleri işaretle oylama, açık oylama ve gizli oylama olarak düzenlenmiştir.
İşaretle oylama, üyelerin el kaldırması; tereddüt halinde ayağa kalkmaları; beş üyenin ayağa kalkarak teklif etmesi halinde de salonda olumlu ve olumsuz oy verenlerin ikiye bölünerek sayılmaları suretiyle yapılır. Açık oylama, üzerinde milletvekillerinin ad ve soyadlarıyla seçim çevrelerinin yazılı olduğu oy pusulalarının kutuya atılması veya elektronik oylama mekanizmasının çalıştırılması yahut ad cetvelinin okunması üzerine adı okunan milletvekilinin ayağa kalkarak “kabul”, çekimser veya “ret” kelimelerinden birini yüksek sesle söylemesi ve böylece açıkladığı oyunun Kâtip Üyelerce kaydedilmesi suretiyle olur.
Gizli oylama, üzerinde hiçbir işaret bulunmayan yuvarlakların kürsüden kutuya atılması suretiyle yapılır. Anayasada, kanunlarda ve İçtüzükte açık veya gizli oylama yapılmasının zorunlu olduğu belirtilmeyen bütün hususlarda kaide olarak işaret oyuna başvurulur. İçtüzükte işaret oyuyla halledileceği belirtilen hususlarda, oylamaların işaretle yapılması zorunludur. İşaret oyuna başvurulması gereken hallerde başkan oylama yapılacağını bildirerek önce oya sunulan hususu kabul edenlerin, sonra kabul etmeyenlerin el kaldırmasını ister. Kâtip üyeler, kendi oylarını Genel Kuruldaki oyların sayımı bittikten sonra Başkana bildirirler. Oylama sonucu, Başkan tarafından Genel Kurula “kabul edilmiştir” veya “kabul edilmemiştir” denmek suretiyle ilân olunur.
İşaretle oylama sırasında oya sunulan hususun lehinde ve aleyhinde el kaldıranları, Başkan ile kâtip üyeler beraberce sayarak tespit ederler. Aralarında anlaşamadıkları veya oyları tespit edemedikleri hallerde, Başkan, oylamanın ayağa kalkmak suretiyle tekrarlanacağını bildirir. Ayağa kalkmak suretiyle oylamaya başvurulmasından hemen sonra bir arada ayağa kalkan beş milletvekili sonucun açıkça anlaşılmadığı gerekçesiyle oylamanın tekrarlanmasını isterlerse, oylama salonda ikiye bölünmek suretiyle yeniden yapılır. Merkezî yönetim bütçe kanun teklifleri, merkezî yönetim bütçe kanununda değişiklik yapılmasına, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ek ödenek verilmesine veya bu idarelerin bütçeleri arasında ödenek aktarması yapılmasına dair kanun teklifleri ile geçici bütçe kanun tekliflerinin tümü; vergi, resim ve harçlar konulmasına, kaldırılmasına, eksiltilmesine veya artırılmasına dair kanun tekliflerinin tümü; merkezî yönetim kesin hesap kanunu teklifleri; milletlerarası andlaşmaların onaylanması; bu andlaşmalara katılma veya bu andlaşmaların belli hükümlerinin yürürlüğe konması hakkındaki katılma bildirilerinin yapılmasının uygun bulunması hakkındaki kanun tekliflerinin tümü; uzun vadeli kalkınma planının tümü ve bu İçtüzüğün emredici hükümleriyle belirtilen diğer hususların oylanması açık oylama ile yapılır.
Anayasa, kanunlar ve İçtüzük gereğince işaret oyuna yahut gizli oya başvurulması zorunlu olmayan hallerde açık oylama yapılması en az yirmi milletvekilinin yazılı istemine bağlıdır. Bu husustaki önergelerin, oylamaya geçilmeden önce Başkanlığa verilmiş olması gereklidir. Başkan, oylamaya geçmeden önce, açık oy istemi olduğunu bildirir ve önerge sahiplerinden en az yirmisinin Genel Kurul salonunda bulunup bulunmadığını tespit eder. Oylamaya ilk olarak açık oy isteminde bulunan üyelerden başlanır. Önerge sahiplerinden en az yirmisi Genel Kurul salonunda bulunmaz veya noksan imza herhangi bir milletvekili tarafından kabul edilmez veya oylamaya katılmazlarsa, açık oylama istemi düşer.
Açık oylama önergesinde imzası bulunanlardan en az yirmi milletvekilinden herhangi birinin oyunu kutuya atmadığı tasnif sonunda anlaşılırsa, yapılan oylama, işaret oyu niteliğinde işlem görür. Açık oylama sırasında basılı oy pusulası bulunmayan milletvekili bir beyaz kâğıt üzerine adını ve seçim çevresini yazıp imzalamak suretiyle oyunu kullanabilir. Açık oylamada oylama işleminin sona erdiği Başkanlıkça bildirildikten sonra, hiçbir milletvekili oyunu kullanamaz. Oyların sayımı ve dökümü kâtip üyelerce yapılır ve tutanakla tespit edilen sonuç aynı oturumda Başkan tarafından ilan olunur. Birden fazla husus hakkında açık oylama yapılması gerekiyorsa, açık oylama işlemleri, oy pusulalarının değişik kutulara aynı zamanda atılması suretiyle de yapılabilir. Başkanın gerekli görmesi halinde açık oylama oturumun sonuna veya haftanın belli bir gününe bırakılabilir. Ancak, muhtevası itibariyle çelişki doğurması muhtemel maddeler ayrı ayrı oylanır. Oya konulan bütün hususlar, Anayasada, kanunlarda veya İçtüzükte ayrıca hüküm yoksa, toplantıya katılan milletvekillerinin salt çoğunluğuyla kararlaştırılır. Salt çoğunluk belli bir sayının yarısından az olmayan çoğunluktur.
İşaretle oylamada olumlu oylar, olumsuz oylardan fazlaysa, oya konan husus kabul edilmiş; aksi halde, reddedilmiş olur. Genel Kurulda bulunup da oya katılmayanlar yeter sayıya dahil edilirler.
Anayasa veya kanun gereğince açık oylamanın zorunlu bulunduğu hallerde veya İçtüzüğün işaret oyuyla hallinin zorunlu olduğunu belirttiği konularda yahut açık oylamanın İçtüzük uyarınca istem üzerine yapıldığı hallerde, gizli oylama yapılmaz. İçtüzükte yazılı haller dışında gizli oylama yapılabilmesi için yirmi milletvekilinin bir önerge ile, gizli oylama yapılmasını istemesi ve bu istemin Genel Kurulca kabulü lâzımdır. Karar görüşmesiz işaret oyuyla alınır.
Milletvekillerine, beyaz, yeşil ve kırmızı renkte üç yuvarlak birden verilir. Bunlardan oy olarak kullanılacak yuvarlak, bunun için gösterilen kutuya atılır. Diğer iki yuvarlak ayrıca belirtilen yere bırakılır.Gereken hallerde Başkan oylamadan önce verilecek oyların ne anlama geldiğini kısaca belirtebilir. Her oylamadan önce milletvekilleri zil çalınmak suretiyle çağrılır.
KAYNAKÇA Erdoğan Teziç (1980), Türk Parlamento Hukukunun Kaynakları ve İlgili Anayasa Mahkemesi Kararları, İÜHF Yayınları, İstanbul, s. 157 vd.; İrfan Neziroğlu (2005), “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Olağanüstü Toplanması: Sorunlar ve Öneriler”, DEÜHFD, Cilt: 7, Sayı: 2, s. 1-32; Volkan Has (2009), Türk Parlamento Hukukunun Kaynakları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Çalışma Düzeni, Adalet Yayınevi) (İrfan Neziroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Olağanüstü Toplanması : Sorunlar ve Öneriler)